ALTERNATİF DEĞİL TAMAMLAYICI BİR TIP UYGULAMASI
OZON TEDAVİSİ
Tıbbın gelişmesi ile birlikte hastalıkların tedavisinden daha çok, koruyucu yöntemlerin önemi ortaya çıkmıştır. Aşırı çalışma (beden ve beyin), çevresel yıkıcı faktörler (hava kirliliği, manyetik alanlar, güneş, radyasyon ve kimyasal katkı maddeleri) insan vücudunda tamiri mümkün olmayan hasarlara yol açmakta ve zaman içerisinde birikimler yaparak çeşitli kronik rahatsızlıklara (şeker hastalığı, kanser, romatizmal hastalıklar, Parkinson, Alzheimer, kalp hastalıkları, hiperkolestrolemi, tansiyon v.s.) sebep olmaktadır.
Bu durumlar göze alındığında tüm vücudu birikmiş toksinlerden(zehir) temizleyecek ve ileride karşımıza çıkacak toksinlerden vücudumuzu koruyacak güçlü bir anti-oksidan sistem, iyi oksijenizasyon sağlanmış bir kan ve güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyaç duyduğumuz aşikârdır. İşte bu noktada bu etkilerin tümünü sağlayan ucuz ve yan etkisi olmayan ozon tedavisi karşımıza çıkmaktadır.
Ozon gazı normalde stratosferin en önemli gazlarından birisidir. O3 oda sıcaklığında renksiz, karakteristik kokusu olan bir gazdır. (fırtınalı havalardan sonra, yüksek yerlerde veya deniz kıyısında hissedilir). İsmi Yunanca "koklamak" manasına gelen ozein’den gelir. Alman kimyacı Christian Friedrich Schönbein (1799 -1868) tarafından 1840 yılında keşfedilmiştir.
Medikal anlamda ozonun ilk kullanılışı birinci dünya savaşı sırasında Alman askerlerinin yaralanma sonrasında gangren rahatsızlıklarının tedavisi olsa da 50’li yıllardan sonra ozonun vücut üzerindeki iyileştirici etkileri ve çeşitli uygulama yöntemleri kullanılmaya başlanarak günümüzde de kullandığımız ozon tedavisi ortaya çıkmıştır.
Mevcut tıp bilgilerimiz içerisinde aynı anda kanın oksijen taşıma kapasitesini artıran, antioksidan sistemi aktif hale getiren, bağışıklık sistemini güçlendiren, kan yağ seviyelerini düşüren, dolaşımı düzenleyici etkileri ile hafızayı ve cinsel fonksiyonları artıran bir uygulama sadece ozon tedavisidir.
Ozon tedavisine ihtiyacınız olduğunu nasıl anlarsınız; eğer ne kadar tatil yaparsanız yapın dinlenemiyor ve yataktan zor kalkıyorsanız, her sene en az 1–2 kutu antibiyotik kullanıyorsanız, son günlerde bazı şeyleri hatırlamakta zorluk yaşıyorsanız artık ozon alma zamanınız gelmiş demektir. Ayrıca pek çok hastalıkta da destek tedavisinde kullanılabilen ozon ile yüz güldürücü sonuçlar alınabilir. Tabii yüksek rakımda çamların arasında bir yaşam alanı kurup yiyeceğinizi kendiniz yetiştirmeyecekseniz veya deniz kenarında güneşin doğuşunu seyrederek hayatınızı geçirmeyecekseniz.
Majör terapi:
Belirli miktarlarda bir şişeye veya medikal kan torbasına alınan kan ozonlanarak tekrar dolaşıma verilir yaklaşık 15-20 dakika arasında sürer) herhangi bir yan etkisi olmayan bu uygulama ile kanınız akciğerlerden daha fazla oksijen alarak dokulara bırakır, antioksidan sisteminiz aktif hale geçerek kanınız ve organlarınız oksijen radikallerinden temizlenir, bağışıklık sisteminiz hiç olmadığı kadar düzenlenir ve güçlenir. Dolaşım sistemini oluşturan kan damarlarınızı açarak dolaşımı kolaylaştırır.
Minör terapi;
Yine belirli miktarlarda alınan kan ozon gazı ile muamele edildikten sonra kas içine enjekte edilir, astmadan KOAH dediğimiz akciğer rahatsızlığına, alerjik rahatsızlıklardan dermatolojik rahatsızlıklara kadar pek çok rahatsızlıkta güvenle kullanılabilir.
Rectal; Özellikle bağırsak rahatsızlıklarında olmak üzere majör terapinin yapılamadığı durumlarda rectal yoldan ozon gazının barsaklara verilmesi işlemidir.
Torbalama ve kupa; İyileşmeyen yaralar ve yanıkta bölgesel olarak problemli alana ozon gazının uygulanması işlemdir, enfeksiyon odaklarını ortadan kaldırmakla kalmayıp yaranın iyileşmesini de hızlandırır. Özellikle dolaşım problemi olan hastalarda majör terapi ile birlikte yapıldığında mükemmel sonuçlara ulaşılabilir.
Eklem içi uygulamalar; romatizma ve artroz durumlarında eklem içerisine ozon gazı uygulanır. Bu uygulamada amaç kıkırdak dokunun beslenmesini sağlayarak kendisini tamir etmesinin sağlamaktır.
Ozon sauna uygulaması, ozon buharı kullanılarak ciltten emilimi sağlanır ve detoks, zayıflama ve selülit tedavilerinde cilt rahatsızlıklarında güvenle uygulanabilir.
İki durumda ozon yapılamamaktadır, hipertiroidi dediğimiz tiroit bezinin çok çalıştığı durumlar ile kanda bir enzimin eksik olduğu ve hastaların bakla yiyemedikleri Favizm rahatsızlığında ozon uygulanamamaktadır.
Ozonun sıklıkla kullanıldığı hastalıklar aşağıdaki gibidir.
- Şeker hastalığı,
- Dolaşım Bozuklukları,
- Cinsel fonksiyon bozuklukları,
- Cerebral palsy,
- Felç, (Stroke),
- Ağrı bozuklukları,
- Kanser destek tedavisi,
- Parkinson,
- Anti-aging (Yaşlanmayı geciktirme),
- Göz hastalıkları,
- Kronik yorgunluk sendromu,
- Karaciğer hastalıkları,
- Özellikle virüslerin sebep olduğu hastalıklar (hepatitler, zona, herpes gibi)
- Barsak hastalıkları (Ülseratif kolit, Crohn, Fistül gibi),
- İyileşmeyen yara tedavileri (Diabetik ayak, bası yaraları gibi)
- Romatizmal hastalıklar.(Romatoid artrit, Ankilozan Spondilit)
- Kronik yorgunluk sendromu,
Birçok ozon uygulaması, 10 seans kadar uygulanır. Ama bazı durumlarda ikinci veya hatta üçüncü bir 10 seanslık terapi zorunlu olabilir. Buna rağmen, şu anda alınacak küçük bir önlemin ilerde çok daha fazla pahalı tam ölçekli bir tedavi masrafından kurtarabildiğini hatırlamalısınız. Artık kendiniz için bir şey yapmanızın zamanı geldi sanırım. Bir hastamın bana söylediği gibi ‘’ Kendinize vakit ayıramıyorsanız, kimseye vakit ayıramazsınız’’. Lütfen kendinize vakit ayırın ve tercihinizi sağlıklı yaşamdan yana kullanın.
Sağlıklı günler Dr.Levent KARAFAKI