17 Ocak 2024 Çarşamba

GLUTATYON

Glutatyon, bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin yanı sıra hücresel hasarı önlemeye ve tersine çevirmeye yardımcı olan bir antioksidandır. Yediğiniz yiyeceklerden gelen çoğu antioksidanın aksine, glutatyon doğal olarak karaciğerdeki hücreler tarafından üretilir. Glutatyon, bağışıklık sistemini güçlendirmek, gençleştirmek, gıdalardaki besin maddelerinin parçalanmasına yardımcı olmak ve Alzheimer, Parkinson, diyabet, bazı kanser türleri ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara karşı korunmak da dahil olmak üzere genel sağlıkta bir dizi rol oynar. Glutatyon seviyeleri, yaşla birlikte doğal olarak ve ayrıca karaciğer hastalığı, uykusuzluk ve kronik stres gibi sağlık koşullarından dolayı azalma eğilimindedir.

Glutatyon sistein, glutamin ve glisinden oluşur. Glutatyon bir sülfat kaynağıdır ve antioksidan aktivitede ve toksinlerin detoksifikasyonunda önemli bir rol oynar.

Glutatyon en bol ve önemli hücre içi antioksidandır.

-Eritrositlerdeki glutatyon, hücre içi Glutatyon durumunun, hücrelerin genel sağlığının ve toksik zorluklara dayanma yeteneğinin bir göstergesidir.

Glutatyon, ksenobiyotiklerin detoksifikasyonu, oksijen-reaktif türlerin uzaklaştırılması, hücrelerin redoks durumunun düzenlenmesi ve önemli protein sülfhidril gruplarının oksidatif durumu ve bağışıklık fonksiyonunun düzenlenmesi gibi birçok biyolojik süreçte rol oynar.

TOPLAM GLUTATYON SONUCUNUZUN ÇOK DÜŞÜK OLMASI NE ANLAMA GELIR?

Düşük GSH oksidatif strese katkıda bulunur ve bu nedenle birçok kronik hastalık için bir risk faktörüdür.

Eksiklik şunlara neden olabilir:

- oksidatif stres ve hasar,

- bozulmuş detoksifikasyon,

- değişmiş bağışıklık,

- makula dejenerasyonu

- ve kronik hastalık riskinin artması.

Düşük GSH seviyeleri bildirilmiştir:

- kardiyovasküler hastalık,

-kanser

-AIDS

-otizm

-alkolizm

- ve Alzhiemer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar.

Ayrıca, aşağıdakiler gibi potansiyel toksik elementlerin kronik tutulması ile de ilişkilendirilmiştir:

-Merkür

-kurşun

-arsenik

-kadmiyum

-mangan

- ve demir,

- kimyasallar ve bazı ilaçların yanı sıra.

Hücre içi GSH biyosentezi ve hücre içi seviyeler koruyucu bir mekanizma olarak yukarı regüle edilebilir.

Glutatyon seviyeleri, yaşla birlikte doğal olarak ve ayrıca karaciğer hastalığı, uykusuzluk ve kronik stres gibi sağlık koşullarından dolayı azalma eğilimindedir.

Glutatyonumuzu yüksek tutmak önemli bu sebeple son yıllarda parenteral dediğimiz damar yolu ile glutatyon uygulamaları revaçta. Neden damardan sorusunun cevabı, barsakta emilimin bozuk olması olarak söylenebilir. Direk damardan verildiğinde kısa sürede parçalanarak kullanılacağı hücrelere ulaşır. 

Fonksiyonel tıp uygulamalarının vazgeçilmez uygulamalarından birisidir. Uzman ellerde güvenle kullanılabilir. 

 







Mevcut yazılı metin bilgilendirme amaçlıdır. Bilimsel verilerden elde edilmiş bilgilerdir. Konu hakkında uzman kişiler tarafından yönlendirilmeniz ve tedaviye yönelik işlemleri bir hekim kontrolünde uygulamanız veya uygulatmanız önerilir.Ankara ozon , ozon ankara , alternatif kanser tedavisi , dmso , integratif tıp , akupunktur , NAD, glutatyon, NAD+, bağıklık sistemi gençleştirme
BAĞIŞIKLIK YAŞLANIR MI?

    Bağışıklık ne yazık ki yaşlanır. Nasıl biz yaşlanıyorsak bağışıklık sistemimiz de yaşlanır. Bu yaşlanma çeşitli şekillerde olabilir, bağışıklık sistemi hücreleri yaşlanabildiği gibi, bağışıklık sistemimizde önemli hücreleri geliştiren lenf bezlerimiz de yaşlanır. Sonuç, bağışıklık sistemi yaşlanır.
    
    Doğal ve edinilmiş bağışıklık sistemimiz diye iki adet bağışıklık sistemimiz vardır. Şimdi bahsedeceğim konu edinilmiş bağışıklık. Edinilmiş bağışıklığın en önemli hücreleri T Lenfositlerdir. Bu  hücreler hafızayı, yardımcıları, katilleri ve baskılayıcıları ile bir takım gibidir. 

          T lenfositler kemik iliğinde üretildikten sonra timus bezinde farklılaşır ve sisteme geçer. Zamanla ve uyaranlarla (aşılar, geçirilen enfeksiyonlar, ilaçlar, takviyeler vb) üretimi artar, lenf bezlerinin de yaşlanması ile birlikte hasarlı hücre oranı artar. 

Bu durumda bağışıklık sistemimiz de bu hücrelerle birlikte yaşlanmış olur. 

Hasarlı, yaşlanmış bir bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışmak yanlış bir yaklaşım olacaktır. Önceliğimiz bağışıklık sistemini gençleştirmek, hasarları en aza indirmek olmalıdır. Ne yazık ki biz mevcut durumda bağışıklık sistemi güçlendiricileri ile bağışıklık sistemimizi daha fazla yormaktan başka bir şey yapmıyoruz. Pandeminin bize öğrettiği en iyi şeylerden birisi bence bu. 

Pandemide gördük ki bağışıklık sistemini güçlendirmek işe yaramıyor. Milyarlarca lira harcayarak pek çok ürün satın aldık ve kullandık. Ancak sonuç değişmedi. Yaşlı bağışıklık sistemleri bu savaşı kaybetti ya da büyük hasarla bu dönemi atlattı. Bağışıklık sistemini gençleştirmenin önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Yapılan çalışmalar son dönemde yaptığımız pek çok uygulamanın aslında bağışıklık sistemini gençleştirdiğini gösterdi. Ozon tedavisi, glutatyon, C vitamini ve NAD bağışıklık sistemini gençleştirir, optimize eder. Şimdilerde bu yaklaşım en doğru yaklaşım gibi görünüyor.  Gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Şimdilik hoşça kalın. 

Dr.Levent KARAFAKI



Mevcut yazılı metin bilgilendirme amaçlıdır. Bilimsel verilerden elde edilmiş bilgilerdir. Konu hakkında uzman kişiler tarafından yönlendirilmeniz ve tedaviye yönelik işlemleri bir hekim kontrolünde uygulamanız veya uygulatmanız önerilir.Ankara ozon , ozon ankara , alternatif kanser tedavisi , dmso , integratif tıp , akupunktur , NAD, NAD+, bağışıklık sistemi gençleştirme. glutatyon